Dinamik Psikoterapi Herkes İçindir !
İnsan, ruhsallığı olan ve ruh sağlığı gündelik hayatına birebir etki eden bir varoluşa sahiptir. Ruh sağlığımız ana rahmine düştüğümüz ilk günden hayatta geçirdiğimiz şu ana kadar yaşadığımız tüm deneyimlerle beraber bir sarmal olarak örülmektedir. Bu sarmalın baş kahramanı kişinin kendisi olmakla birlikte insanın ilişkisel bir varlık olduğu gerçekliği üzerinden yan aktörleri de ilişki içinde olduğu diğer tüm herkestir. Ruhsal sarmalımızın zemini, yapısı bugün içinde bulunduğumuz duygu durumumuza birebir etki eder. Ayrıca bu sarmal bir kez olmuş bitmiş değil yaşam devam ettikçe değişip dönüşmeye devam eden dinamik bir yapıya sahiptir. Eğer bugün kendimizi yataktan çıkamayacak kadar mutsuz, yaptığımız hiçbir şeyi beğenmeyecek kadar değersiz, verdiğimiz bir kararı devam ettiremeyecek kadar yorgun, içinde bulunduğumuz ilişkileri anlamsız bulacak kadar kaybolmuş ya da bize zarar veriyor olmasına rağmen herhangi birinden veya bir nesneden kopamayacak kadar bağımlı hissediyorsak ruhsal sarmalımız örülürken bir şeyler yolunda gitmemiş ve bunun etkilerini yaşıyoruz demektir. Bunu örgü örme deneyimi gibi düşünebiliriz. Örgü örerken bir yerlerde ilmek atlarsak ördüğümüz şeyi tamamladığımızda atladığımız ilmekler boşluklar olarak gözümüze batacaktır. İşte tam da bu boşlukları anlamak ve bu boşlukların gündelik hayata geri dönüşü olan ruhsal zorluklarımıza dair farkındalık kazanmak iyileşmeyi sağlar. Dinamik psikoterapi bahsi geçen boşluklara ışık tutmayı ve farkındalık sağlamayı amaçlayan bir terapi yöntemidir. Terapist ve danışan yaşanan zorlukları idealinde en az haftada bir gün, bir araya gelerek anlamlandırmaya çalışır. Bu derinlikli bir araştırma sürecidir. Yaşanan zorlukların üzerine düşünmek kimi zaman zorlayıcı ve örseleyicidir. Ancak dinamik psikoterapinin temeli ve iddiası şudur; insanlar yaşadığı problemler üzerine düşünürken bambaşka gözlükler takıp çıkararak uygun olanı bulup yürümekte olduğu yolu net bir biçimde görebilir. Her bir seans insanın kendi yaşam defterine yazdığı yeni bir sayfa gibidir. Terapi sonlandırıldığında danışan psikoterapi sürecinden bu defterle ayrılmaktadır ve artık hayatta karşılaştığı sorunların dinamiklerine ve çözüm yollarına dair işlevsel bir içe bakış yöntemini öğrenmiş olacaktır. Dinamik psikoterapinin amaçlarından bir tanesi de terapi sonunda danışanların hayatta karşılaşacakları tüm zorluklarla nasıl baş edebilecekleri ve kendilerini nasıl iyileştirebileceklerine dair uygun yöntemi içselleştirerek ayrılmış olmasıdır. Farkındalığın iyileştirdiğini savunan dinamik psikoterapi, sonuç değil süreç odaklı bir yöntemdir. Bu bağlamda psikoterapi her bir bireyin biricik hikayesine bağlı ve ucu açık bir süreçtir. Bugüne kadar yaşadığımız hayat kolay yaşanmamıştır. Dolayısıyla da farkındalık kazanmak ve etkin bir bakış geliştirmek için de her bir kişinin zamana ihtiyacı vardır. Günümüzde dinamik psikoterapi, psikanaliz ile sık sık karıştırılmaktadır. Kuramsal olarak psikanalitik teoriye dayanmakla birlikte dinamik psikoterapi, psikanalizden oldukça farklıdır. Dinamik psikoterapi kaygı, fobiler, depresif semptomlar, takıntılar, bağımlılıklar ve burada tamamını saymanın oldukça zor olacağı daha birçok psikolojik probleme son derece iyi gelen, etkin ve bilimsel bir yöntemdir. Hayatta yaptığımız seçimlerin ve içinde bulunduğumuz ilişkilerin bizleri belirlediği, bugün hissettiğimiz tüm duygular ve davranış biçimleriyle ilişkisi olduğunu muhakkaktır. İnsanın şu hayatta kendisine verebileceği en özel ve anlamlı hediyelerden birisi de yaşadığı problemlere sahip çıkıp bu problemlere dair derinlikli bir bakış aracılığıyla farkındalık kazanmaktır. Bu nedenledir ki, dinamik psikoterapi herkes içindir!